Malpraktis, günümüz hukuk sisteminde en sık karşı karşıya olduğumuz davalardan birisi olarak tanımlanabilir. Malpraktis Davaları, bir meslek dalında uzmanlaşmış olan uzmanların, mesleki becerilerini uygulayamama veya hatalı bir şekilde uygulamaları sonucunda açılan davalara verilen isimdir. Meslek sahibi olan kişiler, çeşitli nedenlerle kendilerine verilen görevi yerine getiremeyebilirler. Görevin yerine getirilememesi durumunda ortaya çıkan bu durum mesleki becerilerin noksanlığından veya uzmanın beceri yoksunluğundan kaynaklanabilir. Malpraktis Davaları da tam da bu noktada devreye girer; bir işin yapılmasını talep eden taraf, meslek uzmanına – uzmana dava açabilir. İşte bu tip davalara “Malpraktis Davaları” veya “Malpraktis Davası” adı verilir. Günümüzde, farklı meslek gruplarına yönelik olarak farklı Malpraktis Davaları söz konusu olabilir. Sözgelimi, bir uzman doktor veya anestezi uzmanı ya da bir sağlık çalışanı, bu davanın muhatabı olabilir. Bununla birlikte özellikle tıp alanında gerçekleşen Malpraktis Davaları “Tıbbi Malpraktis Davaları” ismini alırlar ve Malpraktis Davası / Malpraktis Davaları denildiğinde akla ilk gelen dava türleri de bunlardır. Malpraktis Nedir? Malpraktis Yasası ve Davaları kimlere açılabilir? Tüm bu soruların yanıtlarını cevaplarken aynı zamanda komplikasyon nedir, sağlık hukuku nedir? Gibi Malpraktis Davaları ile ilgili sıkça sorulan sorulara da yanıt vermeye çalışacağız.
Malpraktis Ne Demek?
İçindekiler
Malpraktis ne demek? Bu soruyu iki farklı şekilde cevaplandırmak mümkün. İlk olarak “Malpraktis” kelime anlamı olarak “pratiğin sorunla karşılaşması, pratiğin soruna takılması” şeklinde tanımlanabilir. Latince kökenli bir kelime olan Malpraktis, Latince “Mal-“ ön eki ve “Praktis” kelimelerinin birleşiminden oluşur. Burada “Mal-“ ön eki, özellikle bilgisayar ve çeşitli karmaşık sistemlerde de karşımıza çıkan “Malfunction” kelimesine benzer şekilde, bir işin bozulması, yarım kalması, tamamlanamaması veya da tamamlanamaması anlamına gelmektedir. Benzer şekilde Malpraktis ve ilgili bir terim olarak Malpraktis Davaları ise, genel olarak bir uzmana sonuçlandırılması için verilen işin sonuçlandırılamaması için kullanılan hukuki bir terim olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde insanların “Malpraktis Davası” olarak isimlendirdiği davalar, “Tıbbi Malpraktis Davaları” olarak bilinirler.
Malpraktis Davaları, özel uzmanlık gerektiren her türden meslek grubu ile ilgilidir. Ancak günümüzde Malpraktis Davaları genellikle tedavi ve teşhis ile ilgili kusurlar noktasında açılan davalara verilen bir isim olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde de en sık karşılaşılan Malpraktis Davaları arasında “Tıbbi Malpraktis Davaları” gelmektedir. Çünkü doktor ve sağlık çalışanlarının sahip oldukları mesleki beceri son derece önemlidir. Yanlış tanı veya tedavi, hastanın sakat kalmasına veya ölmesine neden olabilir. Belki de bu ciddi ve ölümcül sonucundan dolayı, Malpraktis Davaları genellikle Tıbbi Malpraktis Davaları ile ilişkilendirilirler. Malpraktis Davaları başlığı altında sizler için Tıbbi Malpraktis Davaları ile ilgili özel bir bölümde, yanlış tedavi veya teşhis ile ilgili konu başlıklarından da söz etmeye özen göstereceğiz.
Malpraktis Yasası
Malpraktis Yasası, hekim ve tababet eğitimi alan personeller ve hastalar ile ilgili bir yasadır ve bu yasa ile hastalar, yanlış teşhis veya yanlış tedavi nedeni ile doktorlara ve sağlık çalışanlarına dava açma yetkisine sahiptirler. Malpraktis Yasası ile açılan davalar, iki farklı şekilde açılabilirler. Kusura yani haksız fiile karşı açılan davalardır ve iki farklı şekilde, Malpraktis Yasası kullanılarak açılabilirler.
Kusura dayalı Malpraktis Davalarında yanlış teşhis veya yanlış tedavi uygulayan doktor veya kurumun kendisi, yanlış teşhis veya tedaviye maruz kalan hasta tarafından dava edilebilir. Anayasamızın 129. Maddesinin 5. Fırkası ve de 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13. maddesinde belirtilen yöntem gereğince hastalar, yanlış teşhis veya tedavi nedeni ile tazminat davalarını teşhis ve tedavi konusunda hizmet aldıkları doktor veya kuruluşlara dava açabilirler.
Malpraktis Yasası, farklı şekillerde de uygulanabilir. Örneğin yukarıda söz ettiğimiz Malpraktis Davası, Malpraktis Yasası olarak da bilinen kusura yani “haksız fiile” dayalı olarak açılırlar. Bununla beraber, Özellikle ABD gibi çeşitli ülkelerde kusura dayalı olmadan da çeşitli Malpraktis Davaları açılabilmektedir. Ülkemizde Malpraktis Yasası, “kusura dayalı” davalarda uygulanır; zira bu davalar özellikle hukuk ve yargı sistemini ciddi oranda zorlama becerisine sahiptirler.
Malpraktis Davaları

Malpraktis Davaları ile kastedilen genellikle Tıbbi Malpraktis Davalarıdır. Bu davalar; hekim, uzman doktor, sağlık çalışanı veya pratisyen hekimlerin yanlış teşhis ve tedavileri sonucunda hastalar tarafından doktorlara veya doktorların hizmet verdikleri kuruluşlara karşı açılabilirler. Malpraktis Davaları günümüzde Tıp Hukuku’nun önemli konularından birisidir.
Malpraktis Davaları, ülkemizde yukarıda da belirttiğimiz gibi özellikle kusura dayalı olarak açılabilir. Kusura dayalı Malpraktis Davaları için, teşhis veya tedavideki kusurun yine uzman doktor ve hekimlerce saptanması gereklidir. Kusura dayalı olmayan Malpraktis Davaları ise genellikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti dışındaki kimi ülkelerde açılabilmektedir. Tıbbi hukuk davaları olarak da isimlendirebileceğimiz Malpraktis Davaları, Devlet Hastaneleri bünyesinde gerçekleştirilen tedaviler için açılabilir. Aynı zamanda eğer yanlış bir teşhis ve tedavi ile karşı karşıya kaldıysanız, özel hastaneler için de Malpraktis Davası açabilir, tazminat talebinde bulunabilirsiniz.
Malpraktis Davaları aynı zamanda Kötü Doktor Davaları veya da Tıbbi Hukuk Davaları olarak da bilinirler. Özellikle sayıları günümüzde çokça artmış olan özel hastanelerde Malpraktis Davaları riskini ortadan tam olarak kaldırmak için uygulanacak tedavilerde “hasta izni” temel alınır. Peki, bu tam olarak ne anlama geliyor ve Malpraktis Davaları / Malpraktis Yasası ile ilgili kanuni detaylara nasıl ve ne şekilde ulaşabilirsiniz?
Malpraktis Davaları, özellikle özel ve devlet hastaneleri için son derece riskli davalardır. Hasta veya hastanın yakınları, gerçekleştirilen tedavilerin sebep oldukları zarar doğrultusunda tazminat talep edebilirler. Bu da devlet hastaneleri ve de özellikle özel hastaneler için ciddi kayıp anlamına gelir. Bu tip risklerden kaçınmak için hastaneler ve doktorlar hastalarla bir tür özel sözleşme imzalarlar. Bu tam olarak şu anlama gelir; örneğin hastanın tedavi edilmesi için ameliyat gerekli olabilir. Bu durumda doktor, hastanın iyiliğine dahi olsa hastanın iznini almadan ameliyat kararı veremez. Bu ve bunun gibi pek çok durumda Malpraktis Yasası ve Malpraktis Davaları büyük önem taşımaktadır.
Malpraktis Davaları aynı zamanda tıbbi standartlara uymayan teşhis yöntem ve tedavileri nedeniyle de hastalar tarafından açılabilirler. Kamu hastaneleri için açılan Malpraktis Davaları “tam yargı davası” olarak isimlendirilirler. Özel hastanelerde ise hasta ve hastane arasındaki sözleşmeye uyulmaması durumunda da Malpraktis Davaları açılabilir.
Malpraktis Davaları da kendi içinde türlere ayrılabilirler. Malpraktis Davası, tedavi kusurunun meydana geliş nedeni ve şekline göre, üç ana grupta incelenebilir. Bunlar;
- Haksız Fiil Sebebiyle Malpraktis Davası Açılabilir: Doktorların, özel ve kamu hastanelerinde hastalığın teşhis, tedavi ve tedavi sonrası standartlara uymaması durumunda “haksız fiil nedeniyle Malpraktis Davası” açılabilir. Özellikle vakıf ve özel hastanelerde, tedavinin uygulanması öncesinde hasta ile doktor / hastane arasında bir tür sözleşme hazırlanır. Buna karşın hastalarla ilgili bazı durumlarda ise doktorların müdahale etmemesi yine Malpraktis Davaları ile sonuçlanabilir. Özellikle acil servis ve acil müdahale ile ilgili çeşitli durumlarda, doktorun hastaya acil olmasına karşın müdahale etmemesi Malpraktis Davası kapsamında değerlendirilen bir konudur.
- Hasta – Doktor / Hastane Sözleşmesine Aykırılık Malpraktis Davası Açılmasına Neden Olabilir: Devlet hastanesi ve özel hastanelerde, tedavi öncesinde hasta ile tedaviyi gerçekleştirecek kurum veya doktor arasında bir tür sözleşme hazırlanması zorunludur. Sözleşmede belirtilen ve saptanan hükümlere tedavi veren doktor veya kurum tarafından uyulmaması durumunda Malpraktis Davaları açılabilir. Doktor ile hasta arasında gerçekleştirilen bu sözleşme aynı zamanda “vekalet sözleşmesi” adını alır. Eser sözleşmesi ise, günümüzde daha çok özel hastanelerde gerçekleştirilen estetik ameliyatlarla ilgili çeşitli konu ve hükümleri kapsamaktadır. Eser sözleşmesi özellikle estetik amaçlarla insan vücuduna eklenen protezler, protezlerin kondisyonu ile ilgilidir.
- Vekaletsiz İş Görme Hükümleri: Gerek özel hastanelerde gerekse devlet hastanelerinde doktorların durumu acil hastalara müdahale etmemesi, Malpraktis Davası sınırları içinde değerlendirilir. Buna karşın bir doktor, tedavi ve özellikle ameliyata hastaya danışmadan başlarsa, Malpraktis Davaları açılabilir.
Malpraktis Avukatları
Malpraktis avukatları aynı zamanda sağlık hukuku avukatları, sağlık avukatları, sağlık konusunda uzman avukat gibi isimlerle de anılan avukatlardır ve bilgi ve yeterlilikleri daha çok sağlık hukuku davaları ile sınırlıdır. Bildiğiniz gibi, hukuk da tıpkı sağlık gibi alanı son derece geniş olan kavramlardan birisidir. Bu nedenle her avukat, belli davalar konusunda uzmanlaşmıştır. Teliften mirasa, boşanmadan ticari davalara kadar pek çok farklı dava, belli başlı alanlarda uzmanlaşmış avukatlar tarafından çözüme kavuşturulurlar.
Malpraktis avukatları, Malpraktis Davaları için görüşü resmi olarak alınması gereken iki ana uzmandan birisidir. Bir hasta; yanlış bir tedavi, yanlış bir teşhis veya tedavi sonrası süreç ile karşı karşıya kaldığında tıp davası avukatları ve doktorlar, Malpraktis Davası’nın açılıp açılamayacağı ile ilgili kararı verirler. Bu nedenle, Malpraktis avukatları özellikle bu tip davalarda görüşüne başvurulması gereken uzmanlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle sonucu ölüm gibi ciddi sonuçlarla sonlanabilecek tedavi ve teşhis uygulamalarından sonra hastalar Malpraktis Avukatları ile irtibata geçerek, atılması gereken gerekli adımlarla ilgili olarak bilgi alabilir, yönlendirme talebinde bulunabilirler.
Malpraktis avukatları, sadece Malpraktis Davaları için çalışmazlar. Avukatlar, aynı zamanda teşhis, tedavi ve tedavi sonrası süreç için belli standartların belirlenmesinde de görev alabilirler. Böylece, bu standartlara uyulmadığı takdirde Malpraktis Avukatları, Malpraktis Davaları açabilirler. Özetle tıp hukuku davaları, teşhis veya tedavi ya da tedavi sonrası organizasyon ile ilgili standartlara uyulmaması durumunda da açılabilir.
Union Kriminal Malpraktis İncelemesi
Union Kriminal Malpraktis İncelemesi, özellikle tıp davaları için son derece önemli olan bir eksiği gidermek adına gerçekleştirilen işlemlerin başında gelmektedir. Peki, Malpraktis İncelemesi ne anlama gelmektedir?
Malpraktis İncelemesi tam olarak şu anlama gelir; hastalar çeşitli şikayetlerle doktorlara teşhis, tedavi ve tedavi sonrası süreç için başvurduklarında doktorun hasta için doğru teşhis, tedavi ve tedavi sonrası süreci yönetmesi beklenir. Ancak doktor bunu gerçekleştirmediği veya gerçekleştiremediği durumlarda Malpraktis Davaları hastanın kendisi veya yakınları tarafından açılabilir. Bu durumda, hastada meydana gelebilecek komplikasyonlar ile doktor hatası ayrımının yapılabilmesi gerekir. Çünkü kimi tıbbi tedaviler, doktor son derece doğru bir şekilde hareket etse dahi çeşitli komplikasyonlara neden olabilirler.
Kriminal Malpraktis İncelemesi olarak da bilinen Malpraktis İncelemesi devreye girer ve uzman hekimlerden tedavi sonrası meydana gelen şikâyet ile ilgili uzman görüş / rapor talep edilir. Bu uzman görüş / rapor, Malpraktis İncelemesi adını alır ve kimi durumlarda Malpraktis İncelemesi, tıp davasının açılamayacağını da işaret edebilir.
Union Kriminal Malpraktis İncelemesi ile aşağıda sıraladığımız ve doktor tarafından uygulanması gereken işlemler bulunmaktadır. Bu işlemlerden birinin dahi uygulanmaması, Malpraktis Davaları için hukuki dayanak anlamına gelebilir;
- Gerekli Testler Uygulanmadan Doktorun Hastalığı Teşhis Etmesi,
- Ameliyat Sırasında Kullanılan Araç – Gereçlerin Yetersiz veya Bozuk Olması,
- Kan Grubu Tespiti İçin Yapılan Testlerde Meydana Gelen Hatalar,
- Cerrahi Yaralar İçin Kullanılan Kompressin Gerekenden Çok Sıcak Olması ve Yanıklara Neden Olması
- Psikiyatrik Tedavi Gören Hastaların veya Ruh Hastalarının İntiharları
- Tedavi Ortamında Yangın veya Bozuk Yiyeceklerle İlgili Önlemlerin Alınmamış Olması.
- Tedavi veya Cerrahi Müdahale Ortamı ile ilgili Isıtma, Havalandırma ve Sterilizasyon Standartlarına Uyulmaması
Union Kriminal Malpraktis İncelemesi için yukarıda sıraladığımız tüm standartların hasta için tedavi sırasında özel hastane veya kamu hastanesi tarafından sağlanmış olması gerekmektedir. Standartlara uyulmadığının saptanması, Union Kriminal Malpraktis İncelemesi veya benzer Malpraktis İncelemesi sonucunda saptanır. Şayet yukarıda sıraladığımız standartlara uyulmamış ise, hasta veya hasta yakınları Malpraktis Davası açabilirler.