Union Kriminal

Malpraktis Ne Demek? Malpraktis Davası Nedir?

Malpraktis
158 Görüntülenme

Malpraktis, doktor hatasından kaynaklanan tedavi süreçlerinde hastanın, yanlış tedavi nedeniyle tedaviyi uygulayan doktorlar için açtığı davaya verilen isimdir. Kelime anlamı, yanlış veya hatalı pratik, iş anlamına gelen “Malpraktis” kavramı, günümüzde kelime anlamı ile değil, doktor hatasından kaynaklanan tedavilerin yargıya taşınması durumunda görülen davalara verilen bir isim olarak karşımıza çıkmaktadır. Tıp ve sağlık, sadece ülkemizde değil tüm dünyadan kişiler için son derece önemli bir konudur ve yanlış tedavi nedeniyle pek çok hukuk sisteminde dava açılmakta ve bu davalar, adli sistemlerde görülmeye devam etmektedir. Malpraktis ne demek? Malpraktis Davası nedir? Malpraktis davaları ile ilgili sık sorulan sorulara sizler için cevap vermeye çalıştık.

Malpraktis Nedir?

Malpraktis, yani bir işin kasten veya diğer nedenlerle meydana gelen hatalara verilen bir isimdir. Latince bir kelime olan bu terim, görevin yerine getirilememesi veya işin doğru yapılamaması anlamına gelir. Günümüzde “Malpraktis”, tıp davalarının önemli bir kısmını oluşturan doktor hatası davaları anlamına kullanılır. Buna karşın kelime anlamı, uzmanlık gerektiren bir işin doğru yapılamamasından kaynaklanan sorun olarak özetlenebilir. Temel olarak bu kavram, doktorlar veya diğer sağlık çalışanlarının bir tedavide atılması gereken adımları atmaması veya tedavide uygulanması gerekenlerin layıkıyla ve belirlenen prosedürlere göre yapılmaması anlamına gelmektedir.

Yani Malpraktis, günümüzde doktor ve sağlık çalışanı hatalarında hasta tarafının doktoru veya tedaviyi gerçekleştireni dava etmesi sonucu açılan davalar için de kullanılır. Günümüzde Malpraktis, genellikle Malpraktis Davaları olarak karşımıza çıkar ve kelime anlamının dışında, doktor hatası davaları, doktor hatası davaları, tedavi hatası davası veya daha basit bir ifade ile tıp davaları olarak bilinirler.

Malpraktis Terimi, “Dünya Tabipler Birliği” tarafından şu şekilde tanımlanmıştır: ”Hekimin tedavi sırasında standart güncel uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastaya tedavi vermemesiyle oluşan zarardır”. İfade, bir doktorun hatalı veya yanlış bir tedavi uygulaması ile ilgili olmakla birlikte aynı zamanda “güncel” olmasına da vurgu yapmaktadır. Günümüzde tıp bilimi, günden güne gelişmeye devam etmektedir ve alanında uzman olan doktorların kendilerini güncel tedaviler konusunda geliştirmeleri ve buna yönelik olarak hastalarına tedavi için en güncel tedaviyi uygulamakla yükümlü olduklarını açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Malpraktis Davaları Sadece Tıpla Mı İlgilidir?

Malpraktis kavramı, kelime anlamı ile değerlendirildiğinde bu tip bir sonuç ortaya çıkar. Latince birleşik bir kelime olan Malpraktis, temelde “ustalık veya daha önce üzerinde pratik yapılmış bir işin yanlış veya uygunsuz bir şekilde yapılması” anlamına gelir. Bu durumda, işi gerçekleştiren kişi ile işi talep eden taraf arasında bir tür anlaşmazlık meydana gelir. Ancak Malpraktis ve Malpraktis Davaları, günümüzde temel anlamından farklı olarak tıp davaları, doktor hatası davaları, tedavi hatası davaları olarak bilinir ve tüm dünyada aynı isimle anılır. Yani terim, anlamı daralmış bir şekilde kullanılmakla beraber, genellikle “doktor hatası davaları” için yaygın olarak kullanılır.

Malpraktis Davası Nedir?

Malpraktis Davaları, tıp davası veya doktor hatası davası olarak özetlenebilir. Yanlış tedavi davası veya uygunsuz tedavi davaları olarak da bilinen Malpraktis Davaları, tedaviyi gerçekleştiren ile yanlış tedavi nedeniyle maddi ve manevi zarar gören mağdurlar arasında vuku bulan bir dava türüdür. Terime daha yakından baktığımızda ise, davaların genel olarak doktor – hasta arasındaki diğer ilişkilerle ilgili temel sorunlarla ilgili olduğunu görebilirsiniz. Örneğin size iğne yaparken, yanlış bir şekilde hareket eden sağlık çalışanı için de Malpraktis Davası açılabilse de, muhatap olan taraf tıbbi işlemi gerçekleştiren pratisyendir. Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri, aynı zamanda hasta ve doktor ilişkilerini de düzenler.

Ülkemizde son yıllarda sayıları ciddi oranda artan özel hastaneler, klinik ve tedavi merkezleri kimi zaman Malpraktis Davaları ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Bu nedenle özel hastanelerde çoğu zaman tedaviyi gerçekleştiren doktor – pratisyen ve tedavi uygulanmasını isteyen kişi veya kişiler arasında bir tür sözleşme imzalanır. Aşağıda gerek kamu hastanelerinde gerekse özel hastanelerde tedavi gören kişiler için en sık sorulan sorulara yanıt vermeye özen gösterdik. Ancak, Malpraktis Davaları hatalı tedavi nedeniyle genellikle doktor veya pratisyenleri merkeze alıyor gibi görünse de çoğu zaman doktorun lehine de sonuçlanabilir veya mağdur olan taraf, yasaya dayanarak dava açsa da temelde haksız olabilir.

Doktor Tedavisi İşe Yaramadı, Malpraktis Davası Açabilir Miyim?

Malpraktis Davaları genellikle tedavinin işe yaramaması durumlarında, mağdur olduğunu iddia eden taraflarca açılırlar. Ancak Malpraktis Davaları, bu nedenle açılmazlar. Yani doktor, bir tedavi uygulasa da sizlere iyileşeceğinizi garanti etmez. Buna karşın doktorlar, aldıkları eğitime paralel olarak en güncel ve yeni tedavi yöntemlerini uygulamakla yükümlüdürler.

Malpraktis Davaları Sadece Doktorlar İlgili Bir Dava Mıdır?

Malpraktis Davaları ve kavram genellikle doktorlarla ilişkilendirilir. Günümüzde hastalar, yanlış tedavi sonucu maddi veya manevi zarar gördüklerinde kendilerini tedavi eden doktoru dava edebilirler; ancak her ne kadar Malpraktis Davaları sadece doktorlarla ilgili gibi görünse de, temelde yanlış bir şekilde uygulanan hemen her türden tıbbi müdahale için açılabilmektedir.

Malpraktis Davası

Malpraktis Davaları

Malpraktis Davalarında Sözleşme ve Yükümlülük 

Malpraktis Davası olarak bilinen davaların genellikle doktor hatası / yanlış tıbbi uygulama sonucunda açıldığından söz ettik. Ancak Malpraktis Davaları sadece bu konuya eğilmezler. Davalarda, hasta kendi şikâyetini doktora anlatmaya başladığında, otomatik olarak hasta ve doktor arasında bir tür sözleşmenin varlığı söz konusu olmuş olur. Şayet doktor, tedavinin nasıl gerçekleştirileceğinden hastaya söz eder ancak bahsettiği tedavi yöntemini kullanmazsa veya yanlış bir şekilde kullanırsa, yine mağdur olan taraf, doktor için Malpraktis Davası açabilir.

Malpraktis Sebepleri Nelerdir?

Malpraktis sebepleri çok farklı olabilir. Tedaviyi gerçekleştiren sağlık çalışanının aşırı yorgunluk veya dikkat dağınıklığı gibi nedenlerden dolayı tedaviyi uygun şekilde yerine getirememesi, Malpraktis Davalarına neden olabilir. Ancak bu tip bir durumda doktor veya hekim taraf kusurlu bulunduğundan, davalar genellikle bu tip bir sonuç ile karşı karşıya kalan hastanın lehine sonuçlanmaktadır. Yukarıda da sık sık üzerinde durduğumuz üzere, Malpraktis Davaları genellikle sadece doktorlar veya hekimlerle ilişkilendirilir. Buna karşın davalar muhatap olarak sadece doktoru değil, bir sağlık kurumunu, kamu hastanesini, özel hastaneyi veya sağlık bakanlığını dahi hedef alabilmektedir.

Doktor kusuru davası olarak yaygın ismi ile bilinmesine karşın, sağlık davaları çok ince detayları içeren davalardır. Örneğin tedavi sonrasında meydana gelen komplikasyonlardan ötürü mağdur olduğunu düşünen kişiler de doktorlar, klinik veya hasteneler ya da sadece pratisyenler için dava açabilirler. Ancak komplikasyonlar veya daha doğru ismi ile tedavi sonrası komplikasyonlar, Malpraktis Davalarının açılma sebepleri arasında bulunurlar. Tedavi sonrası komplikasyonlar ve Malpraktis Davaları konusuna değindikten sonra sizler için Malpraktis Davaları Sebepleri konusuna daha detaylı bir şekilde değineceğiz.

Malpraktis Davaları ve Komplikasyonlar

Malpraktis ve komplikasyonlar; daha doğrusu meydana gelen tedavi sonrası belirtiler nedeniyle doktorlar, hastaneler veya sağlık kurumları – kurum içi çalışanlara yönelik davaların açılmasına neden olmaktadır. Mevcut durumda, Malpraktis Davaları için temelde üç ana senaryodan ve bu senaryolarda haklı ve haksız tarafların saptanması durumlarından şu şekilde söz edebiliriz;

  1. Tedaviyi Gerçekleştiren Doktor veya Sağlık Çalışanı, Komplikasyonlardan Hastayı Haberdar Etmez: Koplikasyonlar yani tedavi sonrası meydana gelecek belirtilerden hasta doktoru tarafından haberdar edilmemişse, açılan Malpraktis Davaları genellikle doktor kusuru olarak görülür ve bu davalarda tedavi sonrasında çeşitli komplikasyonlarla karşı karşıya kalan hasta taraf, çoğu zaman davalarda haklı olarak görülür.
  2. Hasta, Tedavi Sonrasında Kendisine Tavsiye Edilenlere Uymaz, Komplikasyonlarla İlgili Önerileri Gözardı Eder: Doktor ve hasta arasındaki ilişki ilk olarak hastanın şikayet ve hikayesinden söz etmesi ile başlar. Bu dakikadan itibaren hasta ile doktor arasında söylenen her türden unsur bir tür “yazılı olmayan anlaşma” hükmündedir. Özellikle doktorlar, bu tip durumlarda hastaya tedavinin risk ve komplikasyonlarından söz ederler ve komplikasyonlara karşı hastanın tedavi sonrası yükümlülükleri hakkında hastayı bilgilendirirler. Tedaviden sonra, hasta bu önerileri değerlendirmezse, bu durumda açılan Malpraktis Davaları çoğu zaman doktorun lehine sonuçlanır. Tüm bunlara ek olarak ilgili yasalar sadece doktor veya cerrahları değil aynı zamanda sağlık çalışanlarını, sağlık kuruluşlarını, klinik, özel ve kamu hastanelerini kapsayabilir.
  3. Tedavi Sonrasında Meydana Gelen Komplikasyonlar, Hasta ve Tedavi Eden Arasındaki Sözleşmede Yer Almaz: Hasta, belli bir nedenden dolayı doktorla iletişime geçtikten sonra her ne kadar hasta ile doktor arasında yazılı olmayan bir sözleşmeden söz edilebilse de, çoğunlukla özel hastaneler ve klinikler, hastalarla bir tür sözleşme imzalarlar; sözleşme tedavinin ne şekilde gerçekleştirileceğinden tedavi risklerine, tedavi sonrası komplikasyonlara ve hastanın atması önerilen adımları içermektedir. Şayet hasta, sözleşmenin bir örneğine sahipse ve sözleşmede tedavi sonrası komplikasyonlarla ilgili bir madde bulunmuyorsa, bu durumda sözleşme bir tür delil olarak kabul edilir ve Malpraktis Davası ve buna ek olarak tazminat davası, tedavi gören kişilerce açılabilir. Bu durumda davalar çoğunlukla hastanın lehine sonuçlanır; ancak hangi türden olursa olsun bir davanın tam olarak ne şekilde ve kimin lehine sonuçlanacağını kestirmek oldukça zordur.

Malpraktis sebeplerine geri dönecek olursak; nasıl ki hasta ve tedaviyi gerçekleştiren arasında tedavi sonrası komplikasyonlarla ilgili bir tür yazılı olmayan sözleşme bulunsa da, benzer şekilde tedavi riskleri için de aynı durum geçerlidir. Öncelikle, doktor veya tedaviyi yerine getiren kişi kusur işlememişse tedavinin yüzde yüz hastayı tedavi edeceğini garanti edemez. Bu durumda tedavi sonrasında hasta hayatını kaybederse veya maddi – manevi zarara uğrarsa Malpraktis Davası açamaz. Özetle, komplikasyonların kendisi kadar tedavi riskleri ile ilgili unsurlar da Malpraktis sebepleri arasında sayılır.

Sağlık davaları veya tıp davaları olarak bilinen Malpraktis Davalarının bir diğer nedeni de son yıllarda sayıları artan dövme sanatçıları ve güzellik merkezleri ile ilgili yasa ve yükümlülüklerdir. Yani Malpraktis İncelemesi bir diğer nedeni olarak estetik tedaviler ve yanlış estetik tedavi sonrasında meydana gelen koplikasyonlara ek olarak, beklenen etkinin meydana gelmemesi gibi durumlar da bir tür dava sebebi olarak görülebilir. Dövme stüdyoları, diş klinikleri, güzellik merkezleri, estetik merkezleri veya diş estetiği – saç ekim merkezleri gibi tıbbi uygulama gerçekleştiren hemen her türden irili – ufaklı işletme için aynı şeyi söylemek mümkün.

Tedavi, iyileştirme, düzeltme ile ilgili işlemler için tıbbi adımlar atan herkes için yanlış tedavi uygulanması durumunda “Malpraktis Davası” açılabilir. Belki de bu nedenle “Malpraktis Nedenleri” kapsamı son derece geniş olan bir konudur ve tıbbın farklı uzmanlık alanlarını, farklı sağlık çalışanlarını, kurumları kapsar. Nedenler arasında yanlış yapılan bir “enjeksiyon” veya “iltihaba neden olan bir estetik implant” bulunabildiği gibi, “silinmesi vaad edilen bir dövmenin silinmemesi” veya daha ciddi hastalıklar ve yanlış tanı nedeniyle uygulanan yanlış tedaviler de dahildir. Son olarak tanı ve Malpraktis Davaları konusunda da kısaca söz ettikten sonra, Malpraktis Davalarının kimlere karşı açılabileceğinden söz edeceğiz.

Yanlış Tanı ve Malpraktis 

Yanlış tanı Malpraktis Davalarının en önemli sebeplerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Genellikle doktorlar veya sağlık çalışanları tarafından hasta ile iletişime geçildikten sonra belli aşamalardan geçilir; ilk olarak hastanın şikayetleri dinlenir ve şikayetlere neden olan hastalık veya rahatsızlık belirlenmeye çalışılır. Bu süreçte, hastadan çeşitli tahliller, röntgen filmleri istenebilir. Üçünü aşamada doktorlar, ellerindeki bilgiye yönelik olarak hastaya tanı koyarlar ve tedaviye başlarlar.

Malpraktis, çoğu zaman işte tam da bu noktada vuku bulur; yanlış tanı beraberinde yanlış tedaviyi beraberinde getirir. Yanlış tedavi, tedavi riskleri ve tedavi sonrası hastanın riskler veya komplikasyonlar konusunda uyarılmaması da yine dava nedeni olarak görülür. Kısaca, bir tedavi edici ile tedavi eden arasındaki her unsurun hukuki bir karşılığı olduğundan söz edilebilir; örneğin doktor size yanlış bir ilacı önerebilir (ki bu genelde yanlış tanının sonrasında mümkün olur) ve yine Malpraktis Davası açılabilir.

Doktor ve hasta ilişkileri düşünüldüğünde doktorların görev ve yükümlülüklerini yerine getirmeleri beklenir. Ancak hastalar da benzer şekilde, özellikle tedavi sonrası adımlardan veya şikayet ettikleri konulardan sorumludurlar. Kimi durumlarda, hastanın doktoru kendi çıkarı veya kişisel istekleri doğrultusunda yanlış yönlendirmesi de söz konusu olabilir; bu durumda doktor veya sağlık çalışanı suçlanamaz. Malpraktis Davaları ise, doktor – hasta / tedavi eden – tedavi gören arasındaki pek çok unsura bağlı olarak açılabilir.

Yanlış Tanı

Doktor Hatası

Malpraktis Davaları Kimlere Karşı Açılabilir?

Doktor hatası davası, temelde Malpraktis Davası tanımı için dar bir ifadedir, buna karşın ortak bir anlamda, herkesçe kullanılır. Sağlık davası veya tıp davaları / sağlık davaları sadece doktorlara açılmaz. Peki, Malpraktis Davaları kimlere karşı açılabilir? Bu sorunun cevabını şu şekilde verebilmek mümkündür;

  • Doktorlar
  • Ameliyat Gerçekleştiren Cerrahlar
  • Hemşireler
  • Narkoz Pratisyenleri
  • Hastabakıcı veya Pratisyen Hekimler
  • Klinikler
  • Özel Hastaneler
  • Kamu Hastaneleri
  • Sağlık Bakanlıkları
  • Sağlık Kurum ve Kuruluşları

Malpraktis Davaları, eczacıları kapsayabilir mi? İşte bu durum, oldukça hassas bir konuyu birlikte getirir. Bildiğiniz üzere, kırmızı reçete ile satılmıyor olsa da bir doktor tarafından reçetesi verilmeyen / hasta için yazılmayan bir ilacın kullanılması tehlikeli ve de sakıncalıdır.

Günümüzde, kamu spotlarında da sık sık karşımıza çıkan bu önerinin hukuki bir tarafı olduğu da söylenebilir; hasta veya kendini hasta olarak kabul eden kişi, bir doktor veya sağlık uzmanı tarafından önerilmeyen bir ilacı kendi hür iradesi ile içebilir; bu durumda ilaç alan kişi gerçekleşecekler konusunda tüm sorumluluğu alır.

Eczaneler ve eczacılar açısından bakarsak; eczacılar reçete edilmemiş “ağır” ve “ciddi” etkileri olan ilaçları herkese satamazlar. Kasıtlı veya kusurlu olarak, reçete edilmiş bir ilacın talep edene satılması nedeniyle de Malpraktis Davası açılabilir. Malpraktis Davası aynı zamanda bir eczacının “ilaç saklaması” veya dükkanında “bazı ilaçları” bulundurmaması da bir tür suç olarak kabul edilir ve Malpraktis Davaları bu tip durumlarda açılabilir.

Malpraktis Örnekleri Nelerdir?

Malpraktis örnekleri, çok çeşitli ve sağlık sektöründe faaliyet gösteren hemen herkes için emsal kararlarla sonuçlanmış davalardır. Malpraktis, genellikle sonucu yanlış tedavi sonucu ölümle sonuçlanan tedavilerden dolayı açıldığına dair yanlış bir kanı vardır; buna karşın bir hemşire, eczacı, klinikte çalışan bir estetik uzmanı veya pratisyen ya da hastane / kliniğin kendisi davada taraf olabilmektedir.

Kadın doğrum Malpraktis davaları, estetik klinik Malpraktis davası türevleri, dövme stüdyosu Malpraktis Davası gibi pek çok farklı dava örneğinden söz edilebilir. Davalar ve davaya konu olan tıbbi işlemler, birbirlerinden çok farklı olsalar da genel olarak davaların açılma veya sonuçlanma nedenleri çoğunlukla aynıdır ve doktor / hasta / sağlık çalışanı / sağlık kuruluşu tarafından atılması gereken bir adımın atılmaması veya yanlış bir uygulamayı kapsar. Günümüzde nöbetçi olmakla yükümlü sağlık kuruluşları ve bu sağlık kuruluşlarında çalışanlar için de çeşitli cezai yaptırımlardan söz edilebilir ve bunlar da Malpraktis Davası kapsamında yer alır.

Adli Balistik Nedir? yazımıza da bakmak isterseniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sizi Arayalım